Eğer romantizm kokan aşk saçmalıklarından bahsederseniz,bir kırmızı gülün bir sevgili için önemini anlatırsanız, ”penceremde buğulu yüzünü gördüm,gülüyordun” gibi masallar anlatmaya kalkarsanız,sevdiğinizin ellerini tuttuğunda oluşan o saça duygu için onlarca zırvalığı yazmaya başlarsanız, ”ay yüzlüm,güzel gözlüm,canımın içi,seni çok özledim,sensiz nefes alamam” adlı bir şiire yada benzeri türdeki şiirlere başladıysanız,yağmur yağarken ”aşk seninle daha güzel” demek için onlarca cümleleri birleştirip sonrasında şiir yazarsanız,adınıza iyi şiir yazıyor derler.Ama bu havada dışarıda kalan kardeşlerimizi anlatan bir yazı yazsan,filistinde,somalide,afrikada bir lokma ekmeğe muhtaç insanları anlatmak için bir iki kelime tüketsen, ”pardon nutellayı yüzüne sürünce daha tatlısın”dan ötesine geçemiyor.”Çayı açık içelim demliyken seni göremiyorum” falanlar.”El ele tutuştuğumuzda en büyük gök gürültüsü kalbimden gelen sestir” filanlar.Şimdi hava çok kapalı ve yağmurlu.Hava yağmurluyken,dışarıda kalan evsiz kardeşlerimizi göremiyoruz desek, ”şemsiye ile dışarı çıkalım bugün sevgilim yağmur altında yürümek daha romantik” dersiniz.Neyse bunları boşverelim.Yolda ekmek parası için mendil satan çocuğun gözlerine bakıp ”ben mendili ne yapacağım ya” demen,z hiç şaşırtmadı beni.Lütfen o mendili alıp yüzünüzdeki o pis karakterinizi biraz siler misiniz ? Sonra da az ilerideki tartıcı çocuğa gidip lütfen tartılır mısınız ? Parasını ben vereceğim !!!