Üyelik gerekmeden yeni insanlarla SOHBETE BASLA
butonuna basarak tanışabilirsiniz.
“İçimde geldik gidiyoruz demenin bir hüznü.
“Ne kadar vaktim var bu alemde bilemem.
Ne kadar daha adımlarım bu şehrin sokaklarını…
Ne kadar daha söylerim doğru bildiklerimi ya da ne kadar daha saklarım içimde ağladıklarımı…
Hiç bilemem…
Amma ve lakin…
Yaş da hani yolun yarısına yaklaşmışken bir nefes uzağımdaki ölüm daha bir düşüyor aklıma.
Diyorum ki ne kalacak benden geriye?
Bu dünyadan bu isimle bir yolcu geçmiş, yürüdüğü yollarda ayak izleri kalmış, derler mi?
Onu da bilemem.
O sebepten diyecek birkaç sözüm kalsın.
Dostlarım bilsin.
Gidersem buralardan zamansız, anlatsınlar önlerine gelen herkese.
Bir yolcuydu desinler.
Ne aradığını bilmeden, bir şeyler bulmak için çabalardı.
Bir sürü hayalleri vardı, birçoğunu kendi içinde öldürdü, birçoğu prangalarda asılı kaldı.
Düzen insanıydı, sistemliydi.
Kendi çizdiği sistem çizgilerinde boğuldu desinler.
Yüreği vardı, yüklendiklerini taşımaktan yorgun.
Gözyaşları vardı, ne için aktıklarını çoğu zaman bilmeyen.
Arafta kalmıştı bu hayatta.
Terazisinin dengesi hep yerindeydi ama bu hiçbir işe yaramadı, desinler.
Oysa bütün hayatında o kefelerden biri ağır gelsin diye uğraşmıştı.
Hiç’liğe sevdalanmıştı ama bir “hiç” olamadı. Bununla beraber dünyada “bir şey” de olamadı.
Deyin ki dostlarım, hayatın lüzumsuz ayrıntılarına takılırdı. Kumdan kaleler yapardı tam da suyun kenarına. Her seferinde dalganın üzerine yıkılacağını bilerek…
Bazen suya güvenirdi, bazen kuma.
Yine de her seferinde yıkılırdı.
Zor öğrenirdi, deyin.
Her seferinde attığı zarın “hep yek” geldiğini ve aslında bunun hayatın asıl gerçeği olduğunu öğrenmesi, daha doğrusu öğrenmesi değil de kabul etmesi de zaman aldı.
Matematiği hiç iyi değildi ama dört yalnızlığın bir doğruyu götürdüğünü çöze çöze anladı.
Uyuyan Güzel masalıyla büyüyen son nesildendi, deyin sonra.
En dibe düştüğünde kendisine bir dünya verecek o prensi çok bekledi.
Beklemekten yorulunca yaralı bereli avuçlarından destek alarak kalktı her seferinde.
O yüzden masallardan alacaklıdır diğer dünyada, deyin.
Yaptıklarımdan ziyade yapamadıklarımı anlatın dostlarım.
Sorumluluklarımı hiçbir zaman omuzlarımdan atamadığımı söyleyin.
Başkalarını düşünmekten, kendim için gerçekleştiremediklerimi anlatın.
Hayat yolunda yanlış girdiğim yolları söyleyin.
Köprüden önce son çıkışları kaçırdığımı.
Anlatın ki hiç değilse varlığım, ölümümle bir işe yaramış olsun.
Anlatın dostlarım.
Vasiyetimdir..!