sohbet icon
yoksa boş bırakınız ***sohbet icon

Üyelik gerekmeden yeni insanlarla SOHBETE BASLA
butonuna basarak tanışabilirsiniz.

Gidesim geldi

Aşk-Sevgi

Bir şehir kaosundan ayrılma cesaretini gösteren herkes için yurdumun her yeri müminini bekleyen cennet. Şöyle bir adam hayal ediyorum:

İstanbul trafiğinin bir yerinde yani cehennemin bir köşesinde bekliyor… Bekliyor… Bekliyor… Sonra soruyor kendine… Neredeyim, ne yapıyorum ben? Ne yapıyorum bu şehirde? Ne “yaşıyorum” bu şehirde? 

Aslında sadece yapıyorum, yaşamıyorum. Zaten gürültüden kafa kalmadı arkadaş. Bu şehir kulağımın dibinde avaz avaz bağırıyor durmadan, yirmi dört saat!

Ve karar vermiyor. Bu cinnetten çıkmalı bir cennete ulaşmalı!

Önce kravatını çıkarıyor, atıyor arabanın arka koltuğuna ve ilk bulduğu sapaktan sapıyor. Ayrılıyor “ana yol”dan.

Ve hesapsızca sürüyor arabasını…

Mesela Tekirdağ tarafına gidiyor.

Hesapsız bir yolculuk bu, tam nereye gittiğini kendisi de bilmiyor…

Mürefte’ye geliyor mesela. Şaşırıyor. Çünkü oturduğu eve bir buçuk saat mesafede bir üzüm vahası, bağlar dünyası olduğunu bilmiyor. Hemen anlıyor hakiki hayatın kodlarını: Bir küçük taş (hatta daha da güzeli toprak) ev, bir avuç bahçe, şifalı bir rüzgar ve ilaç gibi berrak sular…

Sonra hayvanlar, diğer vardaşlar.

Var olma ortak paydasında buluşanherkes vardaş.

Yola devam eder isterse ya da işte Mürefte, işte Saroz, Gelibolu… Çanakkale…

En küçük noktasına kadar Ege…

Dünyanın en güzel kızı, Akdeniz.

Nereye giderse gitsin insan yurdumda, yeter ki düşsün yollara!

Ağaçla, çiçekle konuşana manyak, hiç kimseyle iletişim kurmayan, komşusunun adını bilmeyene insan deniyor şehirde. İlk fırsatta terk et güzel kardeşim orayı.

Şu ne zamandır konuştuğunuz proje var ya… Uzaklara gidelim, bir köye yerleşelim.

Ya da hadi gel köyümüze geri dönelim…

Gidin. Düşün yollara…

Kentten köye göç zamanı şimdi.

Bir ara hepimiz bir araya toplanmaya karar verdik ve yaptık. Milyon milyon buluştuk şehirlerde. Biz buluştuğumuz için şehir dendi zaten oralara. Olmadı. Güzel şeyler de oldu tabii ama sonu güzel olmadı.

Yorgun zihin ve karbon gazı trafiğindesıkıştık kaldık.

Bu benim demin arabada darlandığını hayal ettiğim adam var ya, O artık bir köylü.

“Yeni Köylü” diyoruz O’na.

Şehrin bilgisini köyün yapabilgisiyle birleştiren, organik olmayana selam vermeyen bir adam bu.

Çünkü düştü yollara. Vedalaştı eski kendisiyle ve yenisini yarattı. Değişti desem yetmiyor dönüştü desem kulağıma hoş gelmiyor.

Delişti bizim adam.

Kafayı da kırdı adam rotayı da!

Ve “senede bir hafta cennet” modelinden “forever cennet” modeline geçti!

Düş yollara benim çok daha iyisini hak eden aklım. Kuzeye git, güneye git, burası Türkiye, Anadolu, her köşesi cennetim, neresine gidersen git.

Adres basit. Çiçek açan, sular akan, toprağa çıplak ayakla basılan bir yer..

Evladına kendi ektiği domatesi yedirdiğin bir yer…

Düş yollara güzel kardeşim. Hak ettiğin hayat “bir ev, bir işyeri, bir avm kahvesi” değil.

Ya hakiki bir ağaç gölgesinde sebze kurutalım ya da şehrin dehlizlerinde organik pazar arayalım.

Korkma, düş yollara…

Gittiğin yere, delişerek gidersen, geride bıraktığından çok daha fazlasını bulacaksın. Ölmeden ölmeyi becerirsen, yeniden doğacaksın.

Düş yollara benim güzel kardeşim,  yolu bulacaksın.

139
KEZ OKUNDU
0
YORUM YAPILDI
Vesaire
6 Eylül 2016

YORUM BIRAKIN

Yorumlarınız yönetici onayından sonra yayınlanacaktır.